26 Mart 2011 Cumartesi

Yarın öğrencileri rahat bırakın!


Üniversite sınavına girecekler için yarın büyük gün! Aylardır hazırlandıkları Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) geldi çattı. Mide bulantıları, baş ağrıları, kalp çarpıntıları, hak getire. Uykusuz geceler de cabası. Oysaki uzmanlar televizyonlarda bas bas bağırıyor: Erken yatıp erken kalkın, sınav düzenini şimdiden kurun, aman ha sağlıklı beslenin, sınav stratejinizi belirleyin, sınav günü yanınıza alacaklarınızı şimdiden hazırlayın vs. Uzaktan söylemesi kolay tabii! Bir de sizin yerinizde olsalar! Biz size yüklenmeyeceğiz, merak etmeyin. Bu yazı YGS'ye girmeyenler için. Biraz da onlar koysun bakalım ellerini bu ağır taşın altına...

Kapkaççılar tatil yapsın

İlk sözümüz hırsızlara! Mümkünse 27 Mart gününü kendilerine tatil ilan etsinler. Malum yarın çantalarda 'Sınava giriş belgeleri' olacak. Yani çalınacak olan yalnızca çanta değil, öğrencilerin koca bir yılı ve geleceği.

Şoförler korna çalmasın

Bilhassa İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde ardı arkası kesilmeyen korna sesleri öğrencilerin kâbusu. Dışarıdan sınav salonuna gelen her ses, öğrencilerde konsantrasyon bozukluğuna neden oluyor. Bu yüzden her fırsatta elini klaksona götüren şoförler yarın bir kez daha düşünsün.

İnşaatçılar çalışmasın

Bilirsiniz inşaat işçilerinin pazar günü kavramı pek olmaz. Haftanın 7 günü dur durak bilmeden çalışırlar. Civardaki bir inşaattan gelen çekiç sesini duydukça beyninize çivi çakılıyormuş gibi hissedersiniz. Her daim sinirimizi bozmaya yeten bu sesleri, sınav sırasında duymak hoş olmasa gerek. Bu yüzden inşaat firmaları yarın en azından sınav süresince, işçilerine izin versin.

Seyyar satıcılar bağırmasın

İstanbul'da artık çok rastlamasak da küçük şehirlerde devam eden bir gelenek, pazar günleri "Simitçiii..." diye bağıran sese uyanmak. Tabii "eskiciii" ya da "domates, biber, patlıcaaan" şeklinde versiyonları da var. Yarın dikkatli davranması gereken bir grup da seyyar satıcılar. Özellikle okul yakınlarından geçerken...

Polisler güler yüzlü olsun

Öğrencileri strese sokan bir uygulama da sınav öncesinde üzerlerinin aranması. Kopyayı engellemek ve güvenliği sağlamak için bu arama şart. Ancak polislere önemli bir görev düşüyor: Öğrencilere güler yüzlü davranmak ve onların paniğe kapılmasına neden olmayacak şekilde arama yapmak.

Nasihatler son bulsun

Elbette ki en büyük görev anne-babaların. Bazen ebeveynler sınav günü çocuklardan daha heyecanlı davranabiliyor. Günler öncesinden başlayan hazırlıklar, sınav günü çocuklara okunmuş pirinç yedirmeler, 'kalemini, kâğıdını, giriş belgeni aldın mı' tarzında ardı arkası kesilmeyen sorular ve 'sınavda heyecan yapma, adını kodlamayı unutma, süre bitmeden çıkma' gibi nasihatler... Ailelerdeki bu panik hali çocukların daha fazla endişelenmesine yol açıyor. Yapılması gerekense, olabildiğince sakin davranıp çocuklarınıza güvendiğinizi hissettirmek.